TÜRKÇE EDEBİYATI
Göktürk, Uygur, Karahanlı yazı dilleri Eski Türkçe içinde yer alır. Bunların örneklerini İslamiyet’ten Önceki Türk Edebiyatında ve Geçiş Dönemi diye adlandırdığımız 11. ve 12. Yüzyıl Türk edebiyatında görmüştük. Türk yazı dili 13. yüzyılda biri Batı Türkçesi, diğeri Kuzey-Doğu Türkçesi olmak üzere ikiye ayrıldı. Batı Türkçesi içinde zamanla Anadolu Türkçesi, Azeri Türkçesi, Türkmen Türkçesi, Gagavuz Türkçesi gibi yazı dilleri meydana geldi.Batı Türkçesinin temelini Eski Anadolu Türkçesi oluşturur. 13. ve 14. yüzyıllar bu yazı dilinin oluşup gelişme dönemidir. Bu dönemde, bu yazı dili ile ortaya konan ve anonim birer özellik gösteren Battalnâmeler, Dânişmendnâmeler, Saltuknâmeler ve Dede Korkut Hikâyeleri önem arz eder::::::::::::::::::::::HOCA RAHSANİ ::::::::::::::::
Horasan'dan gelip Konya'ya yerleşmiştir. Şimdiye kadar üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda I. Alâeddin Keykubad veya III. Alâeddin Keykubad devrinde yaşamış olduğu anlaşılmaktadır. Tezkirelerde ismine rastlanmayan bu şâir hakkında bilgiyi ancak elde mevcut şiirlerinden çıkarabilmekteyiz. Bu şâir ilk kez ilim âlemine Fuad Köprülü'nün yayımlamış olduğu yedi şiirle tanıtılmış, daha sonra Mecdut Mansuroğlu tarafından mecmualarda bulunan on şiiri yayımlanmıştır.
Hikmet İlaydın 1978 yılında yayımladığı ''Dehhanî'nin Şiirleri" adlı makalesinde Mansuroğlu yayımındaki sonradan eklenen üç şiirin ikisinin Kemâlpaşazade'ye (Ö.942/1534) bir tanesinin de Resmî (ö. 15 yy.)'ye ait olabileceğini ortaya koymuştur.
"Vasfa lebünle şirüm olur ser-be-ser lezîz
Kim âbı kand-i nâb-i mükerrer ider lezîz"
ile başlayan gazel Resmî'ye,
Ay yüzünde hat belürse gözlerüm giryân olur
Hâle görünse kenar-i mâhda baran olur
ve
Bir kadehle bizi sâkî gamdan âzâd eyledi
Şad olsun gönli anun gönlümi şâd eyledi
matlâları ile başlayan iki gazel de Kemâlpaşa-zâde'ye aittir.
İlaydın, ayrıca Dehhanî'nin I. Alâeddin Keykubad devrinde yaşadığım ileri sürmektedir. Fuad Köprülü, ise Dehhanî'nin ancak III. Alâeddin Keykubad zamanında yaşayabileceğini düşünmektedir.
Yaşadığı yıllar tam olarak tesbît edilemezse de, 13. yy'da yaşadığı kesindir.